27 Nisan 2012 Cuma

YAVAŞ YAVAŞ SUDA ISITILAN KURBAĞA GİBİ BAŞKALARI ADINA İYİLİK DüŞüNüRKEN ZAMAN DOLAR, ZİL ÇALAR, VE SİSTEM HEP ÇALIŞIR...

Hayata niye geldiğini soran bir adam ne iğneyle uğraşır nede çuvaldızla. Saltanat kayığına yada saraylara sahip olanları kimse hatırlamaz tarihten başka. Düşünsenize servet servet paranız var. Torununuz bunun için her gün sizi hatırlar mı ? Bırakıp gidersiniz bu hayattaki her şeyi geride kalanlara, onlarda geride kalanlara. Oturur düşünür adem, neyin iyi neyin kötü olacağını başkalarının adına. Kimse ondan istemez bunları. Adem düşüneceksen kendi sonum nasıl olacak diye düşün. Bırak herkes kendi için düşünsün. Herkesin kendi defteri var. Sen önündeki deftere iyi şeyler yazdır. İnsanlar gariptir. Küçükken zayıftır. Büyüdükçe küstahlaşırlar. Kendilerini ölümsüz sanırlar. Bu güçlerinin mutlak güç olduğunu sanırlar. Çünkü yaş ilerledikçe para kazanır mevkii kazanır, bunun tadına varırlar. Oysa en güçlü anında iniş başlamıştır. Sistem hep çalışır. Herkes o iksirden zamanı gelince tadar. Niye geldiğini bilemeden  gider belkide. Tek bir çivi çakmadan, belkide gölge ederek bu muazzam güzelliğe. Başkaları adına düşünenler, kendi kendinize bir bakın. Zavallı dediklerinizden daha güçlü olsanız ne olur olmazsanız ne olur. Onların hataları sizinkilerini hafifletmez yada kaldırmaz. İksir akar, adem tadar. Sistem hep çalışır. Kimse baki kalmaz. Baki kalanının hoş bir ses veya bir sözcük yada belki bir iyilik  olduğunu ne güzel söylemiş şair belkide lahza. 
Başkaları adına düşünenler zamanını israf etmiş olurmu? Onlar adına düşünen var mıdır ? Faset daire. Kısır döngü. Faset döngü. Yüzlerce çuvaldız var ama bir tane bile iğne yok. Herkes dev aynasında gömüyor mu kendini. Ama unutmuyormuyuz sistemin hep çalıştığını. Dünya ya sahip olmaya çalışan diktatörler imparatorlar sanki yavaş yavaş ocakta suyu ısınan bir kurbağaının hazin sonuyla örtüşmez mi? Önce soğuk bir su. Şok buz gibi.  Sonra hafif ısıtan ve keyif veren bir su. Sonra kaynayıp giden bir kurbağa misali.  Yaşarken hep şunu düşünmediler mi ? Aman şunada sahip olmalıyım, yok bunada. Ama aniden zaman doldu.Zil çaldı. Terzi son elbiseyi hazırladı. İnsanlar toplandı. Artık sınav bitti. Yaşarken kazandıkların yaşadığın yerde kaldı.
Trenden inme vakti geldi. Onlar adına düşündüğün kişiler nerde ?  Kimbilir ?  Sen nerdesin ? Yerin yedi kat altında. Yalnız ve tek başına. Sistem çalıştı. Sen tek başınasın.  Ya yaşarkan küçülem ümitler ve azalan zamanlar. Bunlar değil mi elimizde kalanlar. Yavaşça ve niye derken yolda yürürken kafamıza bir sakısı düştüğünde her şeyi yaşarken dahi kaybetmemiz olasılığı yok mu ? Aklımız varken kendimize değil de başkalarına harcamak. Zamanı
acımsızca tüketmek. Neden sorusunu sormadan gitmek. Nefsi müdafa değil bu. Nefsi suistimal.
Başkalarının düşünce hamisi olma yetisini nerden aldın ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder