16 Nisan 2012 Pazartesi

Hayatına Almak İstediklerin

Sıfırdan başlamak lazım hayata... Ona bu müstahak çünkü. Yaşadığın vasat dönemlerin hatırına onca güzel şeyi kaldırıp çöpe atmak son derece kolay olmalı değil mi? Kurunun yanında yakıp yıkmalı taze dalları, söylenen onca güzel söz çöpe atılmalı ve hiçbir şey olmamış gibi sıfırdan başlanmalı. Sana kaderinin bir oyunu bu evet. Evet sevmediğin bütün ademler etrafında, talihsizlik dediğin olaylar fink atıyor, mutluluğuna gölge düşüren, seni üzen, yıkan, bitiren insanlar hala hayatta. Bütün bunların sonucu olarak el değmemiş, yepyeni, bakir bir sayfa açmak istiyorsun hayatına. Suçladığın insanları kendi iradenle dahil ettiğin, birzamanlar her şeyin yolunda olduğu o mükemmel hayatına. Peki aç. Sana mani olmayacağım. Kimse sana mani olmayacak. Olamayacak çünkü.

Tertemiz, pembe simlerle dolu parıl parıl olmalı bu sayfan. Dur tahmin edeyim daha önce yaptığın hataların hiç birini yapmayacaksın ve hiç üzmeyeceksin kendini mazide taptığın şimdilerde beş para etmez insanlar için değil mi? Hatta sadece sana değer verenleri alıp yanına öyle çıkacaksın bu yeni yola ve kimseye ezdirmeyeceksin kendini, en güçlü en önemli sen olacaksın. Denizden baban çıksa güvenmeyeceksin. Sana tokat attığında diğer yanağını çevirdiğin o adama tekme tokat girişeceksin. Yeni senle mutlu mesut bir hayat geçireceksin.

Hadi ama neden vakit kaybediyorsun açsana şu kaygısız hayatı. Mis gibi dert yok tasa yok. Daha önce yaptığın hataları, yaşadığın anıları, ağladığın olayları kaldırıp çöpe attın ya, senden iyisi yoktur şimdi. Ellerini kavuştur başının arkasında tadını çıkar, seyret kahkahalarla, altına yapana kadar gül hatta. Kalk bir göbek at neşen yerine gelsin. Hadi çok ciddiyim oyalanma. Sana söylüyorum neden bakıyorsun gözlerimin içine öyle. Bak hala oturuyor. Çıldırtma beni hadisene! İşte bütün sorun bu. Devirmiş yatıyorsun aklını. Sana dokunmayan yılan bin yaşasın. Su içerken dokunulmazlığın var bir tek onun haricinde ver gazı yılana yok çok yaşa bin yaşa yalvarırım dokunma bana.

Yok öyle yağma. Dokunmayı bırak ırzına geçiyor bu hayat be! Kalkmış bana bakir bir hayat yaşamaktan bahsediyorsun. Tertemiz, yepyeni ha bir de pespembe. Bu saydıkların ancak herhangi bir dilbilgisi kitabının pekiştirme sıfatları bölümünde yer alır. Bak güzel bayan, yakışıklı bey ya da bunların karışımı özgün insan sen şimdi kalkıp 10. kata çıksan atıcam kendimi bana yeni sayfa verin yeter ulen bıktım bu hayattan diye bağırsan benim gibi düşünen yüzlerce fani sana bi tarafıyla güler. Bak açık söyleyeyim komik duruma düşersin. Yahu olmaz arkadaş! Yok öyle bi dünya.

Sen hiç beyaz papirüs ağacı gördün mü? Hani şu pak sayfanın hammaddesi olan. O evreye ulaşıncaya kadar canım ağacın yaşadıklarını bir bilsen. O tertemiz sayfaya dönüşene kadar başından neler geçti ne badireler atlattı ne yaşlar döktü ne çok yontuldu biliyor musun? Hiç suçu yokken hem de. Ona seçme hakkı bile tanımadılar kıymetini bil. Tohumken nerden bilebilirdi dalını kıracak üç beş yaratık. Yazık içim acıdı bak şimdi. Neyse ne diyordum ha yok öyle baştan yarat ellerimi baştan yarat gözlerimi baştan yaz şu kaderimi tanrı seni nah baştan yaratır. Bir kere fırlatıldın mı hayata fırlatıldın. E niye annesi kötü yola düşmüş boynu bükük sokak çocuğu modundasın? Fırlama olsana! Yaşamak şakaya gelmez kakaya gelir, o yüzden büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın demiş ünlü bir yazar biraz da çalıntı yaparak. Laf aramızda yakından tanırım yazarı kendisi hayli ciddiyetsiz olup kendi söküğünü bile dikemez ekmek parasına terzilik yapıyor anlayacağın.

Bak yine dağıttım konuyu. Konuya hakimiyet sıfır. Sıfır demişken çok sevdiğim kadim bir arkadaşımın sözü aklıma geldi izninle paylaşmak istiyorum (izin vermiyorum diyen megaloman karakter sen de dinle beni) işte o mükemmel söz; sıfır beklenti sonsuz mutluluk. Ne söz ama. Bu cümleyi ince eleyip sık dokumayacağım. Söz bu işte çıkarımı kendin yap. Ne anlıyorsan artık orası sana kalmış. Ben daha fazla koy vermeden devam edeyim asıl konuma. Yırtıcı olacaksın bu hayatta. Söke söke alacaksın. Bu yol işe yaramadı mı kelebek gibi konup arı gibi sokacaksın. Kısaca sevil de sevme, ağlama ağlat yoksa zehrolur bu tatlı hayat anladın mı bebeğim. Kapiş?

Strateji. İşte anahtar kelime bu. Strateji geliştir zihninde. Oturup kukumal kuşu gibi boş boş düşün demiyorum dikkatini çekerim geliştir diyorum. O kuş beynine hayatın belli bir zamana sığdırıldığını, öyle veya böyle geçeceğini ve her şeyin bir orta yolu bulunabildiğini sok. Biraz canın acıyabilir ilk başta ama zamanla alışırsın emin ol. Alışmış kudurmuştan beterdir bilmem anlatabiliyor muyum? Seviyorum seviyor musun ağlıyorum gülüyor musun, özlüyorum gidiyor musun sevdikçe itiyor musun e ne halin varsa gör o zaman senden başka insan mı yok demezler mi adama? Sabır da bir yere kadar.

Unutma this is your life. Bu kadar ingilizce bilmiyorsan git kendini damdan at gibi ukalaca bir laf sokma girişiminde bulunmayacağım diyeceğim o ki ‘bu senin hayatın.’ Kendin gibi olmayı başarabildiğin sürece asıl hazzı yakalayabileceğin çikolata parçacıklı leziz hayatın. Hedonizm akımını duymuşsundur. Hadi duymadıysan? Nasıl açıklayacağım ben sana durumu? Tamam duymadın var sayıyorum hedonizm hazcılık demektir.yani diğer bir deyişle insanı mutluluğa götüren her türlü haz caizdir. Bedensel zihinsel fiziksel çisimsel aklına ne geliyorsa. Ne diyor akımın kurucusu Aristippos amcam? Zevke esir olan değil hakim olan mesuddur. Yani kendini mutlu edeceğin durumun kaç beygir olduğu değil, direksiyon hakimiyetinin kaç beygir olduğudur önemli olan. Yönetme yetkisi sana verilen bu iş yerinde ofis boylarını kendin seçicen. Haydi sloganın da benden olsun ‘sezicen seçicen geçicen’ biricik oğluna gelinlik kız bakıyor edasıyla seçicen hayatına dahil edeceğin  insanları. Hayatıma sokucam derken istenmeyen bir gebelik yaşamak istemezsin herhalde. Kısaca korunacaksın arkadaş! Öyle her önüne gelene hoş geldin tanrı misafirim buyur gel başımın üstünde yerin var demek olmaz. Başının üstüne aldıklarınla kıçının üstüne oturursun ruhun duymaz. Sonuç olarak; kural 1 : Hayatına almak istediklerini dikkatli seç, çıkarmak almak kadar kolay olmayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder